the fate of the furious

hızlı ve öfkeli serisinin 8. filmi olan ve bu sefer yönetmen koltuğunda f. gary gray ın olduğu 2017 yılının nisan ayında vizyona girecek olan abd filmi. başrolde charlize theron,eva mendes, michelle rodriguez, vin diesel, dwayne johnson, jason statham,tyrese gibson ve ludacris olacak.

kadrosunda her zaman güzel bayanlar barındıran hızlı ve öfkeli serisinin son filmi.

rez. her türlü izlenir. edit: mükemmeldi. (#1764556)

Dün fragmanı yayınlandı. Serinin 8. filminin adı ise The Fate of the furious #f8. her ne kadar film artık o ilk başlardaki modifiye olsun o yarışlar olsun çizgisinden çıkmış olsa da her filmini sinemada izlediğim tek seri. fragmanda ki şarkı ise Bassnectar - Speakerbox ft. Lafa Taylor - INTO THE SUN

yakışmadı dom reis...

fragmanını izledikten sonra dominic toretto'ya adam bilmiştik seni amın oğlu diye isyan ettiğim film. kesin domun aileyi sattığı falan yok, bu da bizim sarp gibi ìçerde.

içerde 'nin ingliş versiyonu gibi bir şey olmuş. siz siz olun youtube yorumlarına inmeyin. doğruluğu kesin olmasa da spoiler ihtimali çok fazla ve ben birisinin gelmişini geçmişini anıyorum şu an.

14 nisan 2017'de vizyona girecek. paul'cuğumsuz nasıl olacak bilemiyorum. 7. filmde see you again sahnesinde kopmuştum. kalbimizdesin paul walker

dom fetöcü çıktı

yeni fragman yayınlanmış. link

Geçen gün yeni fragmanı da yayınlanmış. Link Cidden çok merak ediyorum Paulsuz nasıl olcak. Soundtrack albümü de filmle aynı gün çıkacakmış ama şimdiden albümden 3 şarkı yayınlanmış ve gayet iyiler.

az kaldı.

14 nisan 2017 cuma günü vizyona girecekmiş. sabırsızlıkla bekliyorum. özellikle de müziklerini. paul walker'sız idare edebilmişlerdir umarım.

spoilerlardan uzak durup ortalık biraz sakinleşince gideceğim film. yalnız izlemek daha büyük keyif verecek gibi.

--- spoiler --- fast and thrones kıvamında olmuş. newton mezarında 8. kere ters döndü. ama beyin kullanmazsanız izlenebilir ayarda. --- spoiler ---

az önce filmden çıktım. gayet güzel film olmuş, bir kaç yerde "hassiktir" olabilirsiniz.

filmi izledim geldim buraya hakkında bir kaç bir şey yazmak istiyorum. puanım 7.5 --- spoiler --- ilk dakikaları filmin ruhuna ve çıkış amacına uygun bir şekilde başlıyor. gerçekten son 3 4 filmdir büyük eksiklikti. i̇lk defa şu seride şunu hissettim, sürekli ileriye giden film bu sefer 5 6 ve 7'nin net olarak bence gerisinde kalmış. film fantastik bir noktaya doğru evrilmişti ve yukarıda bahsettiğim durum sanırım bundan kaynaklanıyor ya sıktı bu durum ya da bir yaraticılık vardı ama yeterli düzeyde değildi bu da beklentimi karşılamadığı için böyle düşünüyor olabilirim. kurgu vs. bunlara girmiyorum çünkü iyi başardıkları bir konu. olaylar hızlı gelisiyor ve siz daha ne olduğunu tam olarak anlamadan bitiyor. jason statham bu seriye ya ayak uyduramadi ya da filmin imajına ters ve yeterince içinde hissettirmiyor filmin. charlize teron'un muazzam oyunculuğu ön plana çıkıyor ve kendini direk belli ediyor. muhtemelen değil 9. filmde kesinlikle görücez onu. onunla beraber film giderek cehennem melekleri kıvamına geliyor. bu kadar devi birarada görmek güzel. her şeye rağmen izlenmesi şiddetle tavsiye edilen film. son sahnede dom'un çocuğuna brain adını vermesi güzel bir detay. --- spoiler ---

sakın ama sakın dublaja gitmeyin. hayatınızın hatasını yaparsınız.

kötü film. ama sırf charlize theron ve jason statham için izlenir.

hızlı ve öfkeli serisinin en absürt sahnelerini barındıran film olmuş, serinin 8.filmi. tabiki bunu kötü bir yorum olarak almayın, genel olarak çok beğendim, hatta sinema çıkışında "ağğbi serinin en güzel filmi" diyenler de oldu. imkanınız varsa gidip izleyin. not: entry'nin bundan sonrasında konu hakkında spoiler olmayacak ama bazı sahnelerin spoilerları var, izlemeden okumanızı tavsiye etmiyorum. --- spoiler --- absürt dediğim sahneler şunlar; filmin hemen başında dom'un (vin diesel) motoru yanan bir arabayla geri geri yarış kazanması, şehirdeki tüm arabaların hacklenebilmesi ve aynı anda kontrol edilebilmesi, luke hobbs (dwayne johnson) abimizin hareket halindeki roketin yönünü eliyle değiştirmesi. bu 3 sahne başta olmak üzere bir çok sahnede hassiktir lan bu da olmaz diyorsunuz. deckard shaw (jason statham) karakteri çok başarılı olmuş, 7'de pek beğenmemiştim burada çok daha iyi. özellikle shaw ve hobbs'un atışmaları çok iyi. bir de son sahnede dom'un oğluna keşke brian değil de paul ismi verilseymiş. --- spoiler --- bir de film dışı bir eleştirim olacak, zaten +13 ve olumsuz örnek etiketleri yapıştırılmış bir filmin küfürleri neden alt yazıya yansımıyor merak ediyorum. hadi televizyon'da gösterince rtük engel falan filan da sinemada neden engelliyorsunuz eeey yetkililer?

--- spoiler --- filmin sonunda çocuk oluyor. --- spoiler ---

az sonra başlıcak hadi hayırlısı.

--- spoiler --- kim ne desin benim en sevdiğim serilerden biri bu ve bu filmde bana göre çok güzeldi. biraz cılkı çıkmış gibi o ayrı. yani brian'nın olmaması sanki bi hızlı ve öfkeli filmi değilmiş gibi hissettirdi. o kadar eksikti ki bu yüzden film. tabikide konu yok. filmi çekmek için yoktan var ediyorlar bu sorun. ama en büyük sorunu brian'dı. klasik tabiki. hep bi üst tehtit çıkıyor ve bir önceki filmde karşı karşıya olanlar öteki filmde aynı takımda oluyor. leo ve santos'un arada gözükmesi, owen'in az da olsa dahil oluşu ve shaw'ların annesinin işin içine katılması çok güzeldi. deckard'ın bebek ile dövüş sahneleri direk favori sahnelerim arasına girdi. arada açıp açıp izlerim büyük ihtimalle o sahneleri. gerçi bu düşsün internete ben bunuda ezberleyene kadar izlerim zaten. ve her ne kadar zorlama densede, brian olmasada bu bi aksiyon filmi. ve bu baya iyi bir aksiyon filmi. şimdi gidip brian'nın eksikliğini unutmak için önceki filmleri izleyeceğim. --- spoiler ---

serinin 8. filmi olmasına rağmen reytinginden hiçbir şey kaybettirmemiş. elbette paul'un olmayışı insanın içini burkuyor ama bu filmde paul'un eksikliğini hissettim dersem yalan olur. allah affetsin. hatta letty bu işi ancak brian çözer diyene kadar hatrıma bile gelmedi. :( filme gelirsek aksiyon, gerilim açısından yine kendine doyurdu fakat bazı sahnelerde aşırı abartıya kaçıldı. hani sinemada izlerken vaov diyeceğiniz ama bilgisayar başında izlerken hassiktir amına koduğum diyeceğiniz cinsten bir abartı. öte yandan diyaloglar gerçekten eğlendirdi. --- spoiler --- deckart'ın uçakta bebekle girdiği diyaloglar, hobbsla atışmaları tüm salonu güldürdü. ve toretto, en baştan beri büyük oyunu gören koca yürekli adam. paul'un boşluğunda beklendiği gibi en büyük rol ondaydı. --- spoiler --- bana göre konu olarak zayıf kalsa da film her haliyle izlenmeyi hak ediyor. hatta defalarca izlenir. açıklama geldi mi bilmiyorum ama seri cipher'dan dolayı devam edecek sanırım.

hala gidemedim filme çok yalnızım tek başıma gitmek istemiyorum :(

--- spoiler --- DIKKAT SPOILER SAYILABILIR --- spoiler --- Çocuğun isminin brian olduğunu gördüğüm an bir damla yaş tomurcuklandı kara gözlerimden. insanın En sevdiği arkadaşının en sevdiği arkadaşı olduğunu öğrendiği an gibi hissettim. Çocukluktan beri sıkı bir hızlı ve öfkeli hayranı olan benim açık ara serinin en aceleye gelmiş, iyi sayılamayacak bu filmine verdiğim paranın "ananızın ak sütü gibi helal olsun" dedirten tek sahnesi var idi. O da dom reisin "his name is brian" dediği sahneydi. Nerden nereye kimlerle geldiklerini unutmamaları güzel bir ayrıntı. Keşke 30-35 film daha yapsalar ama ne yazık ki son 2 filmi kaldı efsanenin. A üzgün, yorgun ve serkeş... unutmadan

yarış filminden aksiyon filmine doğrulan seri bu filmle beraber fantastik+aksiyon kategorisine geçmiş. yine de çok beğendim. gerçekten başka bu serinin filmleri. --- spoiler --- dwayne johnson hulk gibi bir şey bu filmde. hulk'a benzetmeye çalışmışlar. duvara yumruk atmalar. duvarın yamulması. füzenin yönünü değiştirmeler. hayırdır amk. her yeni seride bir önceki filmlerin kötü karakterinin patronu ortaya çıkıyor. serinin 4. filmindeki kötü karakter braga 6. filmindeki owen shaw'a çalışıyordu. 7'de owen shaw'ın kötü abisi deckard shaw çıkıyordu. bu filmde ise owen shaw cipher karısına çalışıyormuş. sonraki filmde ise bu karının patronu ile uğraşırlar herhalde. jason statham'ı bu seride tekrar görmek güzel. bebekle olan sahneleri iyi güldürdü. gözüm paul walker'ı aramadı desem yalan olur. sanırım şimdi herkes aynı tarafta hobbs, dominic, owen shaw, deckard shaw, letty vs. olan gisele ve han'a oldu. araya kaynayıp gittiler :) --- spoiler ---

paul'suz bir film ne kadar güzel olabilirse o kadar güzel. özledik seni be skyline reyiz.

ilk yarısında çok sıkıldım olmamış,eski tadı yok dedim çünkü biraz abartı aksiyon sahneleri vardı ama son 20 dakika beni benden aldı, özellikle jason statham çok beğendim. son sahnede gerçekten gözler paul walker 'ı aradı, umarım kardeşleri yardım ederde serinin son filmlerinde görürüz. film artık hızlıdan çok öfkeli kısmında geçiyor,ama tek beklentim umarım olur dom'un oğlunun serinin son filminde büyüyüp brian gibi bir genç olması,yani sanki film en başa dönmüş gibi olucak.

--- spoiler --- vin diesel ölüyor --- spoiler ---

serinin en güzel filmi bence.başından sonuna kadar aksiyon doluydu.

bugün izledim jason statham reis olmasa çöp film sırf o adamı seviyorum diye izlenebilir diyorum. zaten bi sahne var rusyada geçiyo sürekli bizim ekibi kovalayan arabalar var ve sürekli arkadan füze geliyo 50 tane kovalayan arablardan patladı hala bir yerlerden araba çıkıyo kovalamaca devam ediyo ulan açık denizdesiniz üstten çekimde etrafta araba yok nerden geliyo bunlar anlamadım aq

internete düşmüş. izlemek isteyenler yeşillendirirse link atarım. sinema çekimi felan değil. ayrıca benim görüşüm film hakkında şu şekilde:(#1755734)

evet, bence de serinin en güzel filmiydi. 7'nin sonunda ağlamadım ama, bu filmde dom "brian'la tanışın" dediğinde ağladım. seviyorum lan seni toretto. hubbs, senin yerin ayrı balım...

ön not: daha yazacağım şeyler vardı ama izlerken not almadığım için aklımdan uçup gitti. boktan bir film. senaryo rezil hatta senaryosu olmaya da bilir. en son izledim kötü film xxx return of xander cage'di. ortak noktaları vin diesel. 2 filmde aşırıya kaçan, saçma sapan sahnelerle dolu. tabi xander cage'de daha fazlaydı. fast 8'deki oyunculuğunu sevmedim. sürekli sraba içinde ağzını büzüp durmuş. i̇yi ki sinemada izlememişim, iyi ki izlemek için bu kadar ertelemişim. kötü bir film olacağını biliyordum da bu kadar rezil beklemiyordum. imdb 6.8 almış birde peh peh peh. paul walker'sız olması çok kötü. anladım ki filme heyecan katan oymuş. filmde oynadığı karakterin neredeyse hiç adının geçmemesi ayrı saçmalık. spoilerlı bir yazı olacak sanırım. o yüzden okuyup okumayacağınıza karar verin. --- spoiler --- buraya dikkat sahne taze taze aklımdayken yazayım. o sonda dom'un etrafına arabalarla kalkan yapmaları aşırı komik. yemin ediyorum kahkahalara boğuldum. filmi izlenir kılan kişilerden biri roman ( tyrese gibson). esprili sahneleriyle yine güldürdü. hele arabası battıktan sonra kapı üstünde gitti sahne çok iyi. en son isyan edip taarruza geçmesi filmin en iyi 2. sahnesi. gelelim diğer izlenir kılan kişiye; jason statham'ın oynadığı ksrakter ian shaw iyi karskter olarak pek oturmadı. ama bebekle olan sahneleri filmin bence en iyi sahneleriydi. luke hobbs'a (dwayne johnson) filmin son dakikalarında fazla odaklandılar. diğer filmde ölmesini bekliyorum. ayrıca filme bir türlü yakıştıramadım. rio soygununda iyiydi ama git gide bozdu (gerçi film genel olarak bozdu ya neyse). i̇an shaw'a "seni öyle bir döveceğim ki ağzınla götün yer değiştirecek dişini fırçalamak için diş fırçasını götüne sokacaksın" dedi sahne iyiydi. elena'dan çok çabuk ve basit şekilde vazgeçtiler. bu kadar kolay ölmemeliydi. bu dom dünyanın en tehlikeli örgütleriyle karşı karşıya geliyor ama ne hikmetse bir tane örgütün adamı çıkıp da dom'u dövemedi. --- spoiler ---